Dil Tercihi

Obezite Cerrahisi

Obezite Cerrahisi İle Kilolarınızdan Değil, Kiloların Getirdiği Hastalıklardan da Kurtulun!

Günümüzün sağlık problemlerinden biri olan obezite hastalığı, vücuttaki yağ oranının aşırı artması ile karakterize bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Obezite hastalığında vücut kitle indeksi 30-35 arası olanlar tip 1, 35-40 arası olanlar tip 2 obezite, 40’ın üzerinde olanlar ise tip 3 obezite (morbid obezite) olarak isimlediriliyor. Tedavi edilmediği takdirde kalp rahatsızlıkları, yüksek kolesterol, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi birçok rahatsızlığa yol açan bu hastalık, hastaların hareket özgürlüklerini de kısıtlıyor, hastalar psikososyal problemlerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Hal böyle olunca obezite tedavisi için en başarılı seçenek olan ameliyatları tercih eden hasta sayısıda bir hayli artıyor.

 

Obezite Cerrahisi Nedir?

Obezite cerrahisi; vücut kitle indeksi %40’ın üzerinde olup medikal yöntemlerle kilo verememiş hastalara yapılan ameliyatlara denir. Obezite ameliyatlarının temelini ya besin alımını kısıtlamak için hacim küçültücü ameliyatlar ya da alınan besin miktarının emilimini azaltan ameliyatlar oluşturur. Bazı ameliyatlarda ise hem hacim küçültülürken, hem de emilim kısıtlayıcı işlemler birlikte yapılır.

Kimle Obezite Cerrahisi Adayıdır?

Kendi imkanları ile kilo veremeyen, diyetisyen ve diğer yolları deneyip kilo verememiş, kilo verse bile verdiği kiloyu koruyamayan mevcut kiloları nedeniyle çeşitli kronik hastalıklara maruz kalan kişiler bunlara örnektir. Medikal yöntemlerle kilo veremeyen veya verdiği kiloları koruyamayan, vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan hastalara bu ameliyatlar yapılmaktadır. Ayrıca vücut kitle indeksi 35-40 arasında olup, eşlik eden kronik hastalığı olanlara da (hipertansiyon, diyabet, uyku apne sendromu… gibi) yine bu ameliyatlar yapılmaktadır.

Laparoskopik Mide Küçültme Yani Obezite Cerrahisi Nasıl Etkili Oluyor?

İlk olarak midenin hacmi 100-150 ml’ye küçültülüyor. Dolayısıyla hastalar eskiden yiyebildikleri miktarın çok daha azını yeme suretiyle hayatlarına devam ediyorlar. İkincisi; midenin çıkartılan bölümünde “ghrelin” denilen açlık mekanizmasını etkileyen hormon salınmaktadır. Ameliyat sonrası midenin bu hormonu salgılayan bölümü çıkartıldığı için hastalar uzun bir süre açlık çekmezler. Dolayısıyla bununda kolay zayıflama üzerine pozitif etkisi vardır. Üçüncüsü; ameliyat sonrası dönemde hastalar aynı zamanda vücut metabolizmasına yetecek kadar besin almaları gerektiğinden dolayı, artık eskisi gibi sağlıksız gıdalarla beslenmemekte, tam tersi vücudun ihtiyacı olan temel besinlerle beslenmektedir. Bu besinler ise kalori miktarı düşük, protein ve vitamin miktarı yüksek olan besinlerden seçilmektedir. Bu ise hastaların daha kolay zayıflamasına olanak sağlamaktadır. Son olarak ameliyat sonrası mutlaka aktivite artışı ve spor yapılması önerildiğinden bu da yine kilo verilmesi ve verilen kilonun korunmasına katkı yapmaktadır.

Obezite Cerrahisinde En Sık Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

Obezite için çok sayıda ameliyat tanımlanmıştır ancak bunlardan en sık tüp mide ve gastrik bypass ameliyatları yapılmaktadır. Hangi yöntemin yapılacağına karar vermek için hastanın kliniği hastanın isteği ve hekimin deneyimi göz önünde bulundurularak karar vermek gerekir.

Obezitenin Oluşmasında Başlıca Etkenler Nelerdir?

Genetik faktörler, çevresel faktörler ve aktivite kısıtlığı obezitenin oluşmasında başlıca etkenlerdir. En çok etkileyen ise yanlış beslenme ve aktivite kısıtlığıdır.

Obezite Cerrahisi Sonrası Kişilerin En Çok Yaptığı Hatalar Nelerdir? Ameliyat Sonrasındaki Süreçte Ne Yapılması Gerekiyor?

Hastanın kilo verdikten sonra tekrar eski yeme alışkanlıklarına dönmesi en sık yapılan hatalardandır. Obezite ameliyatları aynı zamanda bir yaşam şekli değişikliğini gerektirir. Ameliyatlardan sonra istenilen kiloya ulaşıldıktan sonra bile diyet ve spor yapılması gerekmektedir. Verilen kilonun korunabilmesi için mutlaka protein-vitamin içeriği yüksek, karbonhidrat-yağ içeriği düşük gıdalarla beslenmek gerekir.

Çocuklarda Obezite Yaygın Mıdır?

Çocuklarda obezite tüm dünyada hem de ülkemizde giderek artmaktadır. Günümüzün yaşam şekli düşünüldüğünde özellikle bilgisayar başında ve televizyon karşısında vakit geçiren, daha çok fastfood tarzı gıdalarla beslenen, spor yapmaktan uzak, sporu ancak ekranlarda izleyen bir jenerasyon yetişmektedir. Bu jenerasyonun ebeveynleri olan bizler ise hamur işleri başta olmak üzere (geleneksel olarak) karbonhidrat, şeker ve yağlı gıdalarla beslenmemizin temelini oluşturmaktayız. Şehirlerimiz yeşil alan ve spor alanlarından mahrum kalıp beton yığınlarına dönüşmektedir. Tarım ürünleri giderek kalitesini kaybetmektedir. Sonuç olarak da obezite hastalığı sadece çocuklarda değil tüm toplumda salgın bir hastalık gibi artmaktadır.

Obezite Hastalığını Önlemek İçin Sizce Neler Yapılmalıdır?

Obezite toplum sağlığını ilgilendiren ciddi bir problemdir. Sadece hastalığa maruz kalmış olan bireylerin tedavi edilmesi bu hastalığı ortadan kaldırmaz. Aksine koruyucu sağlık politikaları geliştirerek toplumda obezite hastalığının oluşmadan önüne geçilmelidir. Devlet politikası olarak ekranlarda özendirici ve aslında sağlıksız olan gıdaların reklamının önüne geçilmesi, beslenme üzerine faaliyet gösteren cafe-restaurant-avm gibi yerlerde satılan ürünlere standardizasyon getirilmesi, ebeveynlerin eğitimine yönelik sağlık programlarının devreye sokulması, milli eğitim müfredatın da beslenmenin ayrı bir ders olarak öğretilmesi, haftada 2 saat spor (beden eğitimi) dersi ile sporun öğretilemeyeceğinin farkına varılması ve müfredatın ona göre yeniden düzenlenmesi, çevre düzenlemesi yapılırken yeteri kadar spor alanına yer verilmesi, kısacası toplumun sağlıklı bir yaşam için yeniden dizayn edilmesi ile sadece obezite hastalığının değil diğer bir çok hastalığında önüne geçilebilir.